7 Nisan 2009 Salı

Çılgın Türkler Kitabın'dan Alıntı

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü. insanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı bir ateş altındaydılar. Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi? 'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen...
- Gitmeğe değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük ihtimal ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın! Ama asker o kadar israr etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.
- Peki, dene bakalım! Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri; arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtladığı gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü:
- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...
- Değdi Komutanım, değdi! dedi asker.
- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu... Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için... Ve, hıçkırarak, şehit olan arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
'Geleceğini biliyordum!'




Bu yazı mail olarak geldi bana ve sizinle paylaşmak istedim. Arkadaş sevgisi ap ayrı bir şey , bazen yeri geliyor canından, yeri geliyor kardeşinden bile önemli oluyor senin için . Tabi bu söylediklerim gerçek arkadaşlar, kalpten dostlar için.

Hiç yorum yok: